Servet-i Fünun Dönemi Özellikleri

6 Haziran 2008 tarihinde tarafından eklendi.

1. Servet-i Fünun sanatçıları, Batı kültürüyle ye­tişmiş birkaç yabancı dil bilen, Batı edebiyatları özellikle de Fransız edebiyatını, yakından izleyen kişilerdir. Tümü Divan edebiyatına karşıdır, ancak aruz ölçüsünü kullanırlar.
2. Bu döneme ortamın siyasal ve toplumsal ko­şulları nedeniyle “sanat için sanat” anlayışı ege­mendir. Sanatçılar Osmanlının büyük kentlerindeki küçük bir azınlığa seslenen bir salon edebiyatı oluşturmuşlardır.
3. Sanatçılar, Tanzimatın birinci dönemindeki sadeleşme anlayışından bütünüyle uzaklaşmışlar. Fransızcanın ahengini, estetiğini yakalayabilmek için de yeni sözcük ve tamlamalar uydurmuşlar (nişe -i cenah-ı meleki melek kanadının saçağı, saat-i semen fam yasemin renkli saatler…) Arapça-Farsça sözcüklerle dolu ağdalı bir dil kullanmışlar­dır.
4. Aşk, doğa görüntüleri, düş kırıkları, aile, ka­ramsarlık, gerçeklerden kaçış…gibi toplumsal ko­nuların dışındaki her şey. bireysel konuiar Servet-i Fünun şiirinin ana temalarıdır. Bunlara bakarak şiirinin konusunun daha da genişlediğini görüyoruz.
Servet-i Fünun’un en önemli sanatçısı. Tevfik Fikret, derginin kapatılışından sonra, toplumsal konulara yönelmiştir.
5. Bu dönemde aruz ölçüsü kullanılmış ancak heceyle de çocuk şiirleri yazılmıştır. (Tevfik Fikret Şermin)
6. Divan şiirinin nazım biçimleri tümüyle bırakıl­mış; müstezat, serbestleştirmiştir.
7. “Kulak için uyak” anlayışı benimsemiştir.
8. Şiirde romantizmin izleri de görülmekle birlik­te, daha çok sembolizm ve parnasizm etkili olmuş­tur.
9. Batı edebiyatından aiınan “sone, tarzarima” gibi nazım biçimlerini ilk kez kullanan Servet-İ Fünun sanatçıları, şiirde konu bütünlüğüne önem verdiler.
10. Şiir, düzyazıya yaklaştırılmış, şiir cümlesinin tek dize ya da beyitte tamamlaması geleneği terk edilmiştir.
11. Servet-i Fünun düzyazısında Fransızca cümle yapısını andıran bie sözdizimî vardır. Bu yüzden eserlerde devrik ve eksiltil i cümlelere fazla­ca rastlanır.
12. Bu dönem öykü ve romanında realizm ve naturalizmin etkileri görülür.
13. Roman konuları genelde İstanbul’un sanat çevrelerinden ve zengin çevrelerinden den seçilmiştir. Saray ve konak yaşamlarındaki bireysel acılar, düş kırıklıkları, aşklar…
Öykülerde konu alan bir parçada da olsa istan­bul dışından geçer, halkın yaşamı yer alır.
14. Servet-i Fünun öykü ve romancıları, eserle­rin de kendi kişiliklerini yansıtmadılar. Gözleme önem verdiler; insanları çevreleriyle bir bütün olarak ele alıp onların ruhsal durumlarının çözümlerini yaptılar. Tanzimat romanlarında görülen aşırı, ge­reksiz çevre betimlemeleri Servet-i Fünun romanla­rında yoktur.
15. Batı ölçütlerinde uygun, çağdaş Türk roma­nının ilk örnekleri, Servet-i Fünun döneminde Halit Ziya Uşaklıgİl tarafından verilmiş, Türk romanı tek­nik zaaf ve yanlışlıklarından bu dönemde kurtul­muştur.
16. Servet-i Fünun dönemi romanları, teknik üstünlüklerine karşın dil ve üslup yönünden hatalı­dır, özellikle romanlarda, öykülerden daha ağır bir dil, sanatkarane bir üslup yönünden hatalıdır, özel­likle romanlarda, öykülerden daha ağır bir dil, sa-natkarâne bir üslup kullanılmıştır. Kimi sanatçılar, Cumhuriyet döneminde eserlerinin dilini yenilemek durumunda kalmışlardır.
17. Gazetecilik, siyasal makale, toplumcu tiyatro Tanzimat’ın birinci dönemindeki önemini yitirmiştir. Bu dönemde tiyatrolarını görüyoruz. Servet-i Fünun sanatçıları 1908’den sonra tiyatroyla ilgilenme fır­satı buldular.
Gazetecilik, yerini edebi anlamıyla dergilere bı­raktı. Servet-i Fünun dergisinin yanında; Malumat, Mutasevver, Mektep gibi dergilerde sanat- edebiyat tartışmaları yapıldı, eleştiri yazıları yazıldı

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Nazım (Manzume)