Konuşma (Sözlü İfade)

26 Ekim 2008 tarihinde tarafından eklendi.

Konuşma: Dinleyicilere yönelik olarak bir kişinin belli bir konu üzerinde sarf ettiği sözlere konuşma denir. Düşüncelerin bir kişiye ya da bir topluluğa aksettirilmesi ve karşı taraf ile karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak konuşma olarak adlandırılmaktadır. İyi  ve güzel konuşmak bir sanat olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla konuşma da diğer tüm sanatlar gibi incelikler gerektirir.  Etkili ve güzel bir konuşmanın ilk şartı kullanılan dile hâkim olmak ve dili iyi bilmektir. Dilin inceliklerini bilmeyen ve dildeki kelime ve deyimlerin zenginliğine vakıf olmayan insan etkili konuşamaz. Onun için etkili konuşabilmemiz için bugüne kadar oluşturulmuş edebiyat verimlerinin çoğuna vakıf olmanın yanında kelime hazinemizin de geniş olması gerekir. Konuşmada fikirlerin berrak, akıcı ve dinlenir olabilmesi için şu kurallara uyulması gerekir.

 Konuşma bir sanat olduğuna göre ifade edeceğimiz fikri önce akıl süzgecinden geçirip sonra dışarıya yansıtmalıyız.
 Beyan edilecek fikir dolambaçlı yollardan değil doğrudan söylenmelidir.
 Yanlış ve eksik bilinen bilgiler savunulmamalıdır.
 Anlamını bilmediğimiz kelimeleri kullanmamalıyız. Bazı insanlar ifadelerine yabancı kelimeler sokuşturarak etkili konuştuklarını zanneder. Hâlbuki anlamı bilinmeyen yabancı kelime ile kurulan cümleler düzensiz ve bozuk olur.
 Sözlü ifadenin imlası vurgu ve tonlamadır. Konuşmada vurgu ve tonlama iyi kullanılmalıdır. Mademki en etkili iletişim yüz yüze iletişimse mimik ve jestler konuşma ile paralel seyretmelidir.
 Konuştuğumuz konunun özelliğini göre ses frekansımızı ayarlamak zorundayız. Örneğin duygusal bir konuşma yapılıyorsa ses tonu hafif ve yumuşak olmalıdır. Eğer milli bir mesele hakkında konuşuluyorsa ses tonu hiddetli ve sert olmalıdır.
 Savunulan fikirlere öncelikle kendimiz inanmalıyız. Kendimiz dahi inanmadığımız bir konuya başkalarını inandırmak mümkün değildir.
 Konuşmamızı güzelleştirmek için şiirlerden büyük insanların sözlerinden ve sanatlı ifadelerden yararlanmalıyız.
 İyi bir konuşmacı olabilmek için iyi bir dinleyici olmak gerekir.
 İyi bir konuşmacı dilin inceliklerini iyi bilmeli kelime hazinesini geniş tutmalıdır. Konuştuğu dile hakim olamayan insanlar sadece günlük ihtiyaçlarını gidermek için basit cümleler kurar.
 Konuşmak ve fikirlerini etkili bir şekilde sunmak elbette yüksek bir kültüre bağlıdır. Yaşadığı bölgenin tarihini ve coğrafyasını bilmeyen, inandığı dinin şartlarını ve geçmişini bilmeyen, bağlı bulunduğu milletin örf ve ananesine yabancı olan, kendi biyolojisini ve çevresindeki mahlukatın özelliklerini irdelemeyen, yaşadığı dünya ile hayal ettiği dünya arasında bocalayan, aklı ile duyguları arasında gidip gelen insan elbette etkili konuşamaz. Bu tip insanlar konuşurken kurduğu cümlelerde bocalamaya ve bozukluğa maruz kalır.
 Konuşurken fikirlerimizin aksi istikamette düşünen insanların hassasiyetini de göz önüne alarak onları üzmeden ve kabalığa meydan vermeden fikirlerimizi sunmalıyız.
 Konuşma sırasında yanlış fikirlerimizi açık yüreklilikle belirtmek gerekir. Ya da fikirlerimiz yanlış ise doğru fikirleri kabul etmede büyüklük göstererek kendimizi eleştirmekten sakınmamalıyız.
 Dinleyiciler ile aramızda kesinlikle gönül bağını kurmak gerekir.
 Her şeyin doğrusunu anlatmalı palavralardan uzak durmak gerekir.
 Fikirler kesinlikle somutlaştırılarak anlatılmalıdır. Konuşmanın soyut olması veya felsefe boyutlarına inmesi dinleyicileri sıkar. Bu yüzden güncel hayattan veya yaşanmış olaylardan alıntılar yaparak konuşma hem somutlaştırılır. Hem de zenginleştirilir.
 Konuşmalarda kendimizi övmemeliyiz. Aksine kendimizin yanlış olan yönlerini eleştirmeliyiz. Bu yöntem insana zarar vermez aksine dinleyicilerin ilgisini artırır.
 Konuşmada kesinlikle argo kelime ve deyim kullanmamalıyız. Argo konuşmak konuşmanın ciddiyetini bozar
 Konuşma sırasında yeri geldikçe yöresel ağızları kullanmak faydalı olur. Çünkü yöresel ağızları kullanmak hem dinleyiciyi sıkmaz hem de konuşmaya renk katar.
 Konuşmada beden dilinin iyi kullanılması gerekir.
 Konuşmanın türüne göre hikâyeleştirme, şiirleştirme, tahlil ve tasvir etme tekniklerinin kullanılması gerekir.
 Konuşurken kullandığımız dilin ses yapısına hâkim olmak gerekir. Sesleri telaffuz ederken yabancı bir dilin aksanına kaymak konuşmanın cazibesini ortadan kaldırır.
 Konuşma sırasında dinleyicilerin gözlerinin içine bakılmalıdır. Çünkü insanlar anlatamadıkları birçok şeyi gözleri ile anlatırlar. Gözler birbirleri arasında öyle mükemmel bir şekilde anlaşırlar ki bir insanın göz ifadesinden o insanın iç dünyasını çözülebilir. Konuşma sırasında gözler başka şeylerle meşgul olursa konuşmanın ahengi bozulur.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Hece Ölçüsü